Karatepeli’nin biri on tane dam yapmış. Damın üstüne çıkıp saydığında dokuz, indiğinde on sayarmış. En sonunda “Vay açıkgöz hırsız, ben damın tepesine çıkana kadar çaldı, inene kadar yerine koydu” demiş. İnmiş aşağı hırsızı aramaya başlamış. Yolda:
- Sırtı dam yüklü bir adam gördünüz mü, diye sormuş rastladığı birine.
O da:
- Gördüm, az önce geçti, demiş.
Bir değirmene varmış. Girmiş içeri, değirmenciye sormuş. Durumu anlayan değirmenci:
- Sen otur dinlen, demiş, o gâvur hep çalar damları, geçerken sana haber veririm.
Değirmende bir de şapkalı papaz varmış, yatıp uyurlarken değirmenci papazın şapkasını Karatepeli’ye bunun terliğini de papaza giydirmiş. Sonra Karatepeli’yi uyandırmış.
- Kalk yetiş, damı çalan hırsız şimdi geçti demiş.
Karatepeli yola düşmüş. Ay ışığı da arkadan vururmuş. Gölgesi önüne düşüp de başındaki şapkayı görünce almış eline şapkayı “Hay değirmenci” demiş, “Beni uyandıracağına papazı uyandırmış.”